Türk Oftalmoloji Derneği Tıbbi Retina Ünitesi Lideri Prof. Dr. Nurten Ünlü, Türkiye’nin Avrupa’daki en yüksek diyabet görülen ülkeler ortasında yer aldığına ve günümüzde diyabetten kaynaklı göz hastalıklarının tedavisinde kıymetli gelişmeler olduğuna işaret ederek, “Eskiden yalnızca lazer tedavileri yapılıyordu ve hedef mevcuttaki görmenin korunması halindeydi. Lakin artık gözün içine enjeksiyon formunda iğne tedavileri yapılıyor.
Türk Oftalmoloji Derneği Tıbbi Retina Ünitesi Lideri Prof. Dr. Nurten Ünlü, Türkiye’nin Avrupa’daki en yüksek diyabet görülen ülkeler ortasında yer aldığına ve günümüzde diyabetten kaynaklı göz hastalıklarının tedavisinde kıymetli gelişmeler olduğuna işaret ederek, “Eskiden yalnızca lazer tedavileri yapılıyordu ve emel mevcuttaki görmenin korunması biçimindeydi. Lakin artık gözün içine enjeksiyon halinde iğne tedavileri yapılıyor. Bunlarla görmeyi koruduğumuz, hatta görme sertliklerini artırdığımız, kıymetli bir hasta oranı var.” dedi.
Diyabetin denetimi göz sıhhati için de önemli
Prof. Dr. Nurten Ünlü, “Diyabet göz açısından sinsi bir hastalık, gözün önden geriye pek çok yapısını etkiliyor. Erken yaşta kataraktta yol açabiliyor. Göz sıhhati için de sağlıklı beslenme ve fizikî aktiviteyi artırmak çok kıymetli. Diyabet değerli toplumsal sıhhat sorunu, toplumun yüzde 15’inde diyabet görülüyor.” dedi. Obezitenin artmasının, makus beslenme ve fizikî aktivitelerin azalmasının diyabeti artırdığına dikkati çeken Prof. Dr. Nurten Ünlü şunları söyledi:
Sık gözlük değiştirmek diyabet habercisi olabilir
“Ülkemizde diyabet kıymetli bir sorun. Denetimsiz diyabette hastanın gözlük dereceleri süratle değişebiliyor. Yüksek miyopiye gidiş olabilir. Hasta üç-dört ayda gözlüğünü değiştirme gereksinimi duyuyorsa uyanık olup, şekerini denetim etmesi gerekiyor. Diyabet hiç bulgu vermeden beğenilen belirtiler yapabiliyor. Gözden diyabet tanısı bile koyabiliyoruz. Olağan göz muayenesine geldiğinde göz bebeğini büyüterek gözün gerisine baktığımızda diyabete ilişkin bulgular olup, hastaya ‘senin şekerin var mı’ dediğimizde hasta bunun farkında bile olmayabiliyor. Bu hastaları dahiliyeye yönlendirdiğimizde diyabet tanısı konulabiliyor. Şekere bağlı retinopati sinsi olduğu için son kademede görmeyi azaltmadan da bulgu verebiliyor.”
Ünlü, diyabetin bazen beğenilen kanamalar yapabildiğini lisana getirerek, bu çeşit durumların tedavisinde cerrahi ile oldukça başarılı sonuçlar aldıklarını vurguladı. Gözün gerisinde diyabetik retinopati ve görme noktasında makula ödemi olduğunda görmenin önemli biçimde azaldığını anlatan Ünlü, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Diabet, makula ödemine yol açtığında, artık biz faal olarak gözün içine enjeksiyon tedavileri yaparak, gerekirse beraberinde lazer tedavileriyle bu görme kayıplarını önleyebiliyoruz. Diyabetin yeterli denetim edilmesi çok değerli. Beraberinde hastanın hipertansiyonu olabilir, lipitleri yüksek olabilir. Onun da denetimi tekrar çok değerli. Diyabet bedenimizde böbreklerimizden, damarlarımıza, gözümüze, hudutlarımıza kadar pek çok organı tutan bir hastalık. Onun için dikkatli olmalıyız. Göz sıhhati için sağlıklı beslenmek, diyetine uymak, dahiliye tabibine tertipli gitmek, ilaçlarını ayarlamak, fizikî aktivitesini güzel yapmak ve hiçbir şikayeti olmasa dahi kesinlikle senede bir göz muayenesine gitmek gerekiyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
