Bilhassa son yıllarda bayramların sıcak havalara denk gelişi ile birlikte ağır yemekler, tatlı tüketimleri, gün yoğunluğu derken su tüketimi ihmal ediliyor.
Ancak kâfi su tüketiminin bilhassa sıcak havalarda genel sıhhat ve hayat kalitesi üzerinde büyük bir tesire sahip olduğunun altını çizen Beslenme ve Diyet Uzmanı Buket Ertaş Sefer, ortalama olarak erişkin bir bireyin sıcak havalarda günde en az 2-3 litre su içmesi gerektiğini söyledi. Bilhassa uzun bayram tatili boyunca su içmeyi unutmamak gerektiğinin altını çizen Dyt. Sefer, su tüketimini artırmak için bayram ikramlarının yanında bir bardak su için diyerek tekliflerde bulundu.
Günlük yaşantımızda ciltten suyun buharlaşması, nefes alıp verme, idrar ve dışkı çıkışı ile birlikte daima olarak su kaybı yaşıyoruz. Bunun yanında bedenin büyük bir yüzdesinin su olduğunu ve sağlıklı bir ömür için suya mecburî olduğumuzu düşünecek olursak su (sıvı) gereksinimini kesinlikle aşikâr bir oranda karşılamak durumundayız. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Beslenme ve Diyet Uzmanı Buket Ertaş Sefer, Kurban Bayramı’nın sıcakların ağırlaştığı bu günlere denk gelmesiyle birlikte gerek konut ziyaretlerinde gerekse tatil bölgelerinde yemek ve tatlı tüketiminin arttığını lakin kâfi su tüketilmediğini hatırlattı. Bilhassa de mesken dışında tuvalete girmek istemeyen şahısların, misafirliklerin sık yaşandığı, mesken dışında kalma mühletinin arttığı bu özel günlerde su tüketiminin hudutlu kalmasına sebep olabileceğini söyledi.
Hissedilen sıcaklığın yüksek seyrettiği vakitlerde sıvı gereksiniminin da arttığını anlatan Dyt. Sefer, “Ortalama olarak erişkin bir bireyin sıcak havalarda günde en az 2-3 litre su içmesi gerekir. Fakat bu ölçü, kişinin fizikî aktivite seviyesine, beden yüküne ve çevresel şartlara bağlı olarak değişebilir. Su tüketimini artırmak, sağlıklı bir ömür stilinin değerli bir kesimidir ve sıcak havalarda bu durum daha da kritik hale gelir.” dedi.
AÇLIK VE SUSUZLUK SİSTEMİ BİRLİKTE ÇALIŞIR
Açlık ve susuzluk sisteminin birlikte çalıştığını söyleyen Dyt. Buket Ertaş, “Sürekli besin tüketiminin olduğu bir periyotta suya olan muhtaçlığın farkına varılmaz. Bu durumda az su içmekle birlikte fazla besin tüketimi kilo almaya da neden olacaktır” diye konuştu.
SU İÇMEK İÇİN EPEY SEBEBİMİZ VAR
Eklem ve omurganın disklerinde bulunan kıkırdakların yüzde 80 oranında su içerdiğini ve eklem sıhhatinin korunması ve darbelere karşı daha güçlü olmak için gereksinimi olan suyu vermek gerektiğini anlatan Dyt. Sefer, kelamlarına şöyle devam etti: “Bunun yanında tükürük ve mukus oluşumunu takviyeler. Beden salgılarının gereğince üretilmesi organların da sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Örneğin bu sayede gözlerimiz nemini kaybetmez ve kuruluk üzere sorunların önüne geçilmiş olur.”
Ciddi dehidrasyon durumlarında bayılma ve kalp meseleleri üzere daha büyük sıhhat sorunları yaşanabileceğini hatırlatan Dyt. Sefer, “Kan bileşeninin büyük bir yüzdesi sudur. Kanın fazla sulanması da bir sorundur lakin gereğince akışkan olması dokularımıza gereğince oksijen iletiliyor olduğu manasına gelir. Sağlıklı, dehidrate olmamış bir bedende aslında istikrar tabiatıyla oluşur” dedi.
Suyun cilt bariyerinin nemli kalmasını ve dışarıdan gelecek hasarlara karşı güçlü koruyuculuk yarattığı anlatan Dyt. Sefer, “Sıcak havalarda cilt daha fazla nem kaybeder. Kâfi su içmek, cildin nem istikrarını korur, esnekliğini artırır ve sağlıklı bir görünüm kazandırır. Ayrıyeten nemli cilt geç kırışır ve yaşlanır” dedi.
Sindirim sisteminin düzgün çalışması, metabolik süreçlerin sağlıklı ilerlemesi için suya gereksinim duyulduğunu hatırlatan Dyt. Sefer, “Besinlerin sindirimi ve emilimi suya bağlıdır. Kâfi hidrasyon sindirim sisteminin çalışmasını dayanaklar. Floranın susuz kalması yiyeceklerin kolay hareket etmemesine neden olur. Şayet beden susuz kalırsa beden hayatta kalma sistemi ile etrafından su çeker ve buna dışkı da dahildir. Dışkıdan su çekilirse sonuç kabızlıktır.” diye konuştu.
Vücut sıcaklığını düzenlemede de suyun kritik bir role sahip olduğunu belirten Dyt. Sefer, kelamlarına şöyle devam etti: “Sıcak ortamlarda beden kendini soğutma düzeneğini devreye alır. Deri katmanlarından sıvı buharlaştırarak (terleyerek) bedeni serinletmeye çalışır. Bu daha da sıvı kaybettirerek sıcaklamaya yol açar. Bu döngüden çıkmak için kâfi su tüketimiyle birlikte terlemenin önüne geçmek koşul.”
SU TÜKETİMİ ARTIRMAK İÇİN NELER YAPILMALI?
Dyt. Buket Ertaş Sefer, genel sıhhatimiz vazgeçilmezi olan su tüketimini artırmak için şu tekliflerde bulundu:
“Akıllı telefonlarımızdan uygulama kullanabilir yahut kendi hatırlatmalarımızı yaratabiliriz, suyun tadı ile ilgili negatif niyetleriniz var ise tüketeceğiniz suyun bir kısmına taze meyveler ek edip tadını güzelleştirebiliriz, taşınabilir sağlıklı şişeler kullanıp gün içinde konutta yahut dışarda gözümüzün önünde tutarak tüketimi artırabiliriz. Sıvı alımı yalnızca su ile olmaz. Suyu ihmal etmeden maden suyu, taze sıkılmış zerzevat içecekleri ile de sıvı gereksinimine dayanak olunabilir. Sıvı gereksinimine dayanak olarak su içeriği çok yüksek olan karpuz, ıspanak, çilek, salatalık, marul, elma üzere yiyeceklere orta öğünde yer verebilir. Menülere kocaman salatalar ekleyebiliriz. Özellikle Kurban Bayramında et tüketiminin arttığını düşünecek olursak, kahvaltı dahil her öğünde salata tüketmek ülkü olacaktır.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
