Accor, 5 yıl içinde 100 otele ulaşarak Türkiye’nin turizm potansiyelini destekleyecek

DÜNYANIN ÖNDE GELEN ARTIRILMIŞ MİSAFİRPERVERLİK KÜMESİ ACCOR, VARLIKLI MARKA PORTFÖYÜNÜ PREMIUM, ORTA ÖLÇEKLİ VE İKTİSAT SEGMENTLERİNDE STRATEJİK OLARAK KONUMLANDIRARAK BÖLGEDEKİ HER PAZARIN GEREKSİNİMLERİNE CEVAP VERMEYE ODAKLANIYOR. EKOSİSTEMİNDE 360 DERECELİK BİR TECRÜBE SUNAN ACCOR, TÜRKİYE’DE 2024 YILININ SONUNA KADAR 14 OTEL YATIRIMI VE OTEL SAYISINI 5 YIL İÇİNDE 100’E TAMAMLAMAYI PLANLIYOR. 

ACCOR TÜRKİYE OPERASYON LİDER YARDIMCISI SİNAN KÖSEOĞLU, TÜRKİYE’DEKİ GAYE VE YATIRIMLAR, 2024 KESİM DEĞERLENDİRMESİ VE TURİZM TRENDLERİNİ KIYMETLENDİRDİ.

110’u aşkın ülkede 5 bin 500’den fazla oteli bulunan, Türkiye’de ise 68 otele sahip Accor, konukseverliği yine şekillendirmek ve dünyayı deneyimlemenin yeni yollarına ilham vermek için çalışmalarını sürdürüyor. Geniş portföyüyle çeşitli konuk profillerine hitap eden küme içindeki her marka, maksat pazarlara nazaran özel olarak tasarlanıyor. Accor, ekosisteminde 360 derecelik bir tecrübe sunarak, yiyecek ve içecek seçeneklerinden ortak çalışma alanlarına, fitness kulüplerine, dijital tahlillere ve sadakat programı ALL – Accor Live Limitless ile bütüncül bir konaklama seyahati vadediyor.

“2024 yılının sonuna kadar 14 otel yatırımı planlıyoruz”

Accor Türkiye Operasyon Lider Yardımcısı Sinan Köseoğlu, Türkiye ve bölgedeki yatırım stratejileri hakkında bilgi vererek şunları söyledi: “Accor’un Türkiye’deki varlığı, ülkedeki seyahat edenlerin gereksinimlerine ve tercihlerine uygun çeşitli konaklama seçenekleri sunmaya olan bağlılığını ortaya koyuyor. Bu kapsamda Türkiye’deki turizme yönelik pazar talebi ve eğilimleri, memleketler arası ziyaretçi sayısı, iç turizmin büyümesi ve uzun periyodik konaklama potansiyeli üzere faktörleri kıymetlendiriyoruz. Türkiye, çok büyük bir potansiyele sahip ve Accor olarak bu fırsatı pahalandırmak istiyoruz. Bundan sonraki süreçte büyümemiz Türkiye pazarına girmemiş olan ulaşılabilir hayat usulü segmentindeki markalarımızla da olacak. Bu anlayıştan hareketle, Türkiye’de birinci etapta 2024 yılının sonuna kadar 14 otel yatırımı planlıyoruz ve Türkiye’deki otel sayımızı 5 yıl içerisinde 100’e tamamlamayı hedefliyoruz. Bu amacımız, mevcut otellerimizi ve tatil köylerimizi genişletmenin yanı sıra Handwritten Collection üzere yeni markaları şemsiyemiz altına getirmeyi ve ibis ailesi altındaki markalarımızı genişletmeyi de içeriyor. Türkiye’ye şimdi gelmemiş ve gelebilecek 30 markamız daha var.”

Accor, 2023’te 1 milyon 930 bin konuk ağırladı

Otellerin doluluk oranlarının birkaç farklı kritere dayandığını vurgulayan Köseoğlu, 2023 yılında Accor bünyesindeki otellerin dolulukları hakkında bilgi verdi. Köseoğlu, şöyle devam etti: “Swissôtel Çeşme Resort and Spa, Swissôtel Uludağ Bursa ve Mövenpick Diyarbakır üzere değerli yatırımlar kapılarını muvaffakiyetle açarak portföyümüzde değerli kilometre taşlarına imza attık. 2023 yılında Türkiye’deki otellerimizde toplam 1 milyon 930 bin konuk ağırladık. Bu sayının yüzde 40’ını yerli, yüzde 60’ını ise yabancı konuklarımız oluşturdu. Yerli turistlerin otellerimizi tercih etmesinde, yerli tatilcilerin turizm faaliyetlerine olan ilgisi ve iç turizmde yaşanan artış tesirli oldu. Yabancı konukların ilgisini çeken esas faktörler ortasında ise Türkiye’nin varlıklı tarihi, kültürel mirası, doğal hoşlukları, plajları, gastronomisi ve turistik aktiviteleri sayılabilir. Ayrıyeten Türkiye’nin dal özelindeki yatırımlarının artması, otel ve konaklama tesislerinin kalitesinin yükseltilmesi, hizmet standartlarının uygunlaştırılması de yabancı konukların tercihlerini etkileyen faktörler olarak öne çıkıyor.”

“Türk turizm bölümünün geleceği olumlu görünüyor”

Türkiye’de otelcilik kesimi potansiyelinin olumlu ivme yakaladığına dikkat çeken Sinan Köseoğlu, “Türkiye, gelen ziyaretçi sayısının daima artmasıyla turizmde kayda paha bir büyüme yaşadı. Bu manada Accor’un güçlü marka portföyü, çeşitli pazar segmentlerine hitap etmemize, eserlerini Türk tüketicilerinin eşsiz tercihlerine ve taleplerine nazaran uyarlamamıza imkan tanıyor. Ülkemizin bir başka avantajı da çeşitli turizm faaliyetlerine uygun olması. Yaz turizmi, kış turizmi, sıhhat turizmi, kültür ve tarih turizmi üzere farklı tiplere hitap edebiliyoruz. Bununla birlikte Türk halkının konukseverlik kültürü, misafirperverliği ve insan münasebetlerindeki marifetleri de otelcilik kesiminde bir avantaj olarak görülebilir. 2024 yılına baktığımızda ise Türk turizm bölümünün geleceği olumlu görünüyor. Türkiye’nin daha fazla seyahatsever çekme istikametindeki uğraşları ve altyapı geliştirme yatırımlarıyla birlikte kesimin gelişmesi bekleniyor. Bunun yanı sıra bilhassa geçtiğimiz yıl Suudi Arabistan’dan gelen turist oranında 2022’ye kıyasla düşüş yaşansa da Accor olarak Suudi Arabistan, halihazırda en büyük maksat pazarlarımızdan biri. Ülkemizin coğrafik pozisyonu, varlıklı ve kültürel mirası, doğal hoşlukları, iklim çeşitliliği, Doğu ve Batı kültürlerine rahatlıkla hitap edebilmesi, turizm potansiyelini direkt artırıyor” tabirlerini kullandı.

Turizm dalını sürdürülebilirlik yaklaşımı açısından da değerlendiren Köseoğlu, şöyle devam etti: “Seyahat ve turizm sanayisi, dünyadaki sera gazı emisyonlarının yüzde 9 ila 12’sini oluşturuyor. Accor olarak faaliyetlerimizin temelinde insan ve tabiat üzerinde olumlu tesir yaratmak yatıyor. Paris Muahedesi uyarınca 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşmayı ve birebir vakitte sera gazı emisyonlarımızı mutlak olarak azaltmayı taahhüt ettik. Yaklaşımımız, birebir vakitte tabiata ziyan vermeyen iş modellerine katkıda bulunmak için doğayı ve doğal kaynakları muhafaza taahhüdüne dayanıyor.”

“Çevreye hassas tesislerin ve turistik faaliyetlerin artacağını öngörüyoruz”

Son olarak önümüzdeki devrin turizm trendleri hakkında değerlendirmede bulunan Sinan Köseoğlu, kelamlarını şöyle noktaladı: “Son yıllarda sürdürülebilir turizm kavramına değer verilmesiyle birlikte etrafa hassas tesislerin ve turistik faaliyetlerin artacağını öngörüyoruz. Örneğin kamp turizmi, tiny house konaklamaları dalımızda yeni bir kapı açabilir. Accor’un da bu bahiste geliştirdiği markaları mevcut. Bunun yanı sıra macera turizmi, gastronomi turizmi ve sağlık-tedavi turizmi üzere farklı segmentlerdeki turist sayısının artacağını öngörüyoruz. Teknolojinin gelişimiyle birlikte akıllı telefonlar, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik üzere teknolojiler, turistlerin seyahat tecrübesini zenginleştirecek ve interaktif bir formda destinasyonları keşfetmelerini sağlayacak. Kişisel ilgi ve tercihlere nazaran özelleştirilmiş çeşit paketleri ise aktiviteler ve konaklama seçenekleri sunan turizm şirketleri daha tanınan hale gelebilir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı