Karaciğerin, kan kimyasının düzenlenmesinde ve beden beslenme istikrarının korunmasında değerli bir role sahip olduğunu belirten uzmanlar, karaciğere en ziyanlı yiyecek-içeceklerin başında alkolün geldiğini söylüyor.
Karaciğer sıhhatinin doğal olarak kişinin sıhhati demek olduğunu lisana getiren Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, bilhassa paketli yiyeceklerin karaciğere ziyan verdiğinin altını çizdi. “Karaciğer dostu besinlerin başında enginar gelir.” diyen Prof. Dr. Atamer, ‘40 enginar ye karaciğerin temizlensin’ görüşünün ise gerçeği yansıtmadığını söyledi ve “Aynı cins gıdayı bol ölçüde tüketmek tek istikametli beslenmeye neden olur, bu da karaciğer üzerinde daha toksik tesirler ortaya çıkarır.” uyarısında bulundu.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, karaciğer sıhhatine olumlu ve olumsuz tesiri olan beslenme alışkanlıklarından bahsetti.
Her şeyin fazlası zarar
Gıdaların ince bağırsaklarda sindirim ve emiliminden sonra kan yoluyla ulaştığı karaciğerin, kan kimyasının düzenlenmesinde ve beden beslenme istikrarının korunmasında son derece değerli bir role sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Vücudun en büyük organı olan ve yaşamsal işlevlerimizi sağlayan karaciğerin sıhhati, doğal olarak bizim sağlığımızdır.” dedi.
Karaciğer sıhhati açısından en ziyanlı yiyecek ve içeceklerin başında alkolün geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Atamer, zararlı olan öteki yiyecekleri de şöyle sıraladı:
“Her şeyin fazlası ziyandır. Bilhassa katı yağ yani doymuş yağ içeren besinler, kızartılmış yiyecekler, çok şeker, yüksek ölçüde fruktoz ve mısır şurubu içeren besinler, rafine besinler ve paketlenmiş besinlerin tüketilmesi karaciğere ziyan verir. Günümüzde trans yağ içeren fast food besinlerin tüketiminin artmış olması, karaciğer yağlanmasına neden olur ve hasebiyle karaciğere ziyan verir. Ekmek, unlu besinler, tahıllar, makarna, pilav, patates kızartması, yağlı etler ve şekerli içecekler tüketilebilir fakat dozunda ve hudutlu olmalı.”
Karaciğer dostu besinlere tabağınızda yer açın
Karaciğer dostu besinlere de değinen Prof. Dr. Aytaç Atamer, listenin başında enginar bulunduğunu söyledi. Enginarın yapısında bulunan sinarin isimli bileşenin karaciğeri yenilediğine ve safra kesesi yollarının çalışmasını düzenlediğine değinen Prof. Dr. Atamer şöyle devam etti:
“Üzüm hem kendisi hem de çekirdeği ile karaciğer sıhhati açısından son derece yararlıdır. Hoşluk ve sıhhat alanında son derece tanınan bir meyve olan avokado içerdiği galaktozamin ile karaciğer sıhhati için faydalıdır. Baklagiller ve kuruyemişler, karaciğerde bulunan ziyanlı toksinleri temizler. Yoğurdun hem mideye hem de karaciğere inanılmaz yararları vardır. Turpgillerden karnabahar, lahana, brokoli ölçülü olarak her gün tüketildiğinde karaciğerin detoksunu sağlar. Bunun dışında sarımsak hem doğal antibiyotik hem de enflamasyon giderici tesire sahiptir. Elma, yüksek posa içeriği ve içerdiği pektin ile karaciğer yağlanmasına güzel gelir. Greyfurt da tercih edilmelidir. Bunların yanı sıra yeşil çay ve günde 2-3 bardak kahve de karaciğerin dostu olan besinler kümesinde sayılabilir. Bunun dışında bol su tüketilmeli ve fizikî idmanlardan de uzak durulmamalıdır. Zeytinyağı ile yapılmış zerzevat yemekleri, balık, salata, kuru baklagiller, turp, lahana, kara lahana, brüksel lahanası, karnabahar, brokoli, roka, tere, kırmızı pancar, havuç ve sarımsak karaciğerin dostu olan besinlerdir.”
Kısa periyodik detoks programları yerine sağlıklı beslenme rutini oluşturmak gerekir
Halk ortasında ‘40 enginar ye karaciğerin temizlensin’ görüşünün gerçeği yansıtmadığını tabir eden Prof. Dr. Aytaç Atamer, tersine hurafeden ibaret olan bu şekil inançların karaciğere ziyan verdiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Atamer, aynı tıp gıdayı bol ölçüde tüketmenin tek taraflı beslenmeye neden olduğunu, bunun da karaciğer üzerinde daha toksik tesirler ortaya çıkardığının altını çizdi.
Detoks denilen toksifikasyon süreçlerinden de bahseden Prof. Dr. Aytaç Atamer kelamlarını şöyle tamamladı:
“Yediğimiz ve ağzımıza attığımız her besin ile bir arada beden fabrikası çalışmaya başlar, oksidasyon oluşur ve oksidan hususlar açığa çıkar. Bedenimizde doğal olarak bulunan antioksidanlar yemekle birlikte ortaya çıkan oksidan unsurları nötralize eder ve bunları temizler. Bu nedenle günlük hayatımızda daima olarak detoks olur. Değerli olan bu antioksidan kapasiteyi artırmaktır. Doğal olarak bulunan antioksidanların dışında, sağlıklı beslenme ve üstte bahsettiğimiz besinlerin tüketilmesi sonucunda antioksidan kapasite artar. Lakin günümüzde beşerler, kısa müddetli ağır detoks yapıyor ve bu durumun yararlı olduğunu zannediyor. Tam bilakis ağır bir programa girmek karaciğeri zorlar. Bu nedenle her gün doğal ve sağlıklı beslenmek, fazla kilolardan uzak durmak, alkol ve bilhassa sigaradan uzak durmak, kâfi ve bol ölçüde sıvı almak ve idman yapmak, tertipli ve sağlıklı bir detoks sağlar.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
